Haber Sitesi
HV
18 MAYIS Cumartesi 06:51

UNUTULAN PARÇAMIZ

Selma ERDEL
Selma ERDEL
Giriş Tarihi : 18-11-2023 13:42

 

UNUTULAN PARÇAMIZ

İnsanoğlu olarak her birimiz farklı jeopolitik ortamlarda, bambaşka hayatlar yaşamaktayız.

Her birimiz bir fizik yapıya sahibiz. Bunun yanında birde ruha sahibiz. Hep unutup bir köşeye attığımız, hatta varlığından bile haberdar olunmayan ruhumuz. Bakalım nasıl bir manzara ortaya çıkıyor.

Genel olarak toplumuzda büyüme ve gelişmemizde ilk göze çarpan unsur beslenmek ve giyinmektir. Hep büyüklerimizin de çok eskilerden bu yana telafuz ettiği şey ‘’karnı tok, sırtı pek daha ne olsun, aç değil açıkta değil’’ dir. Tabi ki doğru ama eksikleri olan, tamamlanması gereken bir düşünce.

Birçok olay, ruhumuzun varlığından bir haber olduğunu göstermiştir. Kıyafetlerimiz tamam, beslenmemiz hep tamamdır. Zamanla bu kavramların eksik olduğunu fark ettik. Sanki sac ayağının bir ayağı eksik ya da kısaydı. Dolayısıyla bazı şeyler yolunda gitmiyordu. Bunları anlamak anlayabilmek, bu farkındalığa sahip olmak ne yazık ki herkese özgü bir durum değildi.

Biraz da etrafımıza şöyle bir bakarsak, onca çocuk yetiştirildi. Topluma faydalı oldurmaya çalışıldı; emek verildi. Hep çaba sarf edildi. Buna rağmen uzağa koyduğumuz ruhlarımızın da sevgiye ihtiyacı olduğunu görmezden geldik. Binbir emekle büyüttüğümüz güzel evlatlarımızın bedensel ihtiyaçlarını karşıladık elimizden geldiğince. Başını okşayıp hiç sormadık sevinçlerini, üzüntülerini… Hiç gözlerine bakmadık. Hiç anlamaya çalışmadık. Genç oldu, yine aynı davrandık. Telefonunu, bilgisayarını, tüm teknolojik gereksinimlerini karşıladık. Akademik başarı bekledik; ama ruh katmadık sevgi katmadık. Evde de yokmuş gibi davrandık; olmazsa da olur diye düşündük. Tüm yaşantımız boyunca her katmanda eksik yaşadık. Çünkü, ruhumuzu hiçbir şeye dahil etmedik. Dolayısıyla hep eksik kaldı bir yanımız.

Bir yerde eksik bir şeyler olduğunu fark edemedik. Sevginin fizik ve ruh yapımızı zenginleştirdiğini sağlıklı kıldığını, bizlerden bir şeyler eksildiğinde gördük. Sağlığımızdaki geri dönüşümü olmayan kötü tecrübelerle, kendimizi test ettik.

Sevgisiz, bir nesne gibi gördüğümüz insanlardan, nasıl bir verimlilik bekleyebiliriz. Yaptığı tüm işlerde nefretle yaklaşımda bulunan kişi size ne katabilir ki?.. Kendi ruhunu inciten birisi topluma ne katkısı olabilir ki?

Fiziksel güzellikler hep bizleri cezbetmiştir. Karşımıza çıkan kişilerde, ilk aradığımız özellik fiziksel güzelliktir. Hatta bu güzellik karşısında etkilenip seçimlerimizle hayatımıza dahil ettiklerimiz de vardır. Bir de madalyanın diğer tarafından bakmak aklınıza hiç gelmez. İlk bakışta kıyafet ve fiziksel diğer unsurlar tamamdır. Gayet muntazam görünümlü şahıslarla iletişime geçildiğini düşünürüz. Zihnimizin kabul ettiği güzelliklerin dışında bir olgu ile karşılaşmış olmak bizi şaşırtabilir. Bir iç geçirip ‘’olamaz’’ diye serzenişte bulunabiliriz. Sonra anlarız ki bu insanlarda, ruh eksiktir, kültür eksiktir.

Ne zaman ruh ve beden bütünlüğümüze sevgiyi kattığımızda, bir farkındalığınız oluştuğunda, dünyamız daha yaşanabilir hale gelecektir. Bir parçası eksik insan profilleri, ne bireyin kendisine, ne ailesine ne de toplum bir yere vardıramaz. Ruhu eksik olan bir toplum hep geriye kalmış; kalmaya mahkumdur. Bizler bu toplumun evlatları olarak ruhumuzu maneviyatımızı, göz ardı etmemeliyiz. Hayatta başarının sırrı illaki manevi zenginliğimizdir, sevgidir; olmazsa olmazlardır.

 Bütün düşüncelerimizi harmanladığımızda fiziksel yapının dışında ruhsal yapının, olduğu gerçeğiyle karşılaşarak, kabullenmeliyiz. Ne kadar erken bu bilince ulaşırsak, sanırım hayatımız daha da güzelleşecek.

Ruhsal yönümüzle farkındalığımızla, var olan her şeye sevgiyle, hoşgörü ile yaklaşıp, yol göstermeyi görev bilelim ve insanlara bu yönümüzle örnek olalım.

Hayatımızın her noktasında sevgi olmalı ve sevgi evrenseldir. Sevgide kalın.

Selma Erdel

 

 

 

 

YORUMLAR