Haber Sitesi
HV
04 MAYIS Cumartesi 02:18

LEVENT MİRZA ile BİR FİLM BİR REPLİK

Levent MİRZA
Levent MİRZA
Giriş Tarihi : 09-12-2023 14:29

 

LEVENT MİRZA ile BİR FİLM BİR REPLİK

                                                   

   Selamlar Kıymetli sinemaseverler ben Levent Mirza amatör sinema yönetmen yardımcılığı, yapımcılık, senaryo yazarlığı alanlarında uğraşmış, şimdiye dek iki film ve birçok tanıtım filmine imza atmış, sinema ile ilgili hayalleri olan bir sinema sevdalısıyım. Sinema uğruna memleketim Ankara’yı bırakıp iki yıl büyülü şehir İstanbul’un bana göre en güzel muhitlerinden ve o dönem sinema dünyasının kalbinin attığı Cihangir semtine taşınmış ve yaşamış biriyim. Cihangir’de iken profesyonel anlamda bir sinema, belgesel, film vb. yapmam nasip olmadı lakin sinema dünyası adına çok tecrübeler kazandım. Sinema sektöründen ünlü ve ünlü olmayan birçok insan tanıdım. Sonrasında sıla, aile hasretinden olsa gerek şehrim Ankara’ma geri döndüm. Hoş Türkiye sevdalısı olarak cennet vatanımın tüm şehirlerini çok severim ama bir Ankara sevdalısı olduğum gerçektir.

   Sinemayı ve her yazımda seçtiğim bir filmi ve filmden bir repliği akademik bir dille değil de içinizden bir sinemasever iyi bir izleyici diliyle samimi bir şekilde sizlere yorumlayarak aktarmaya çalışacağım. Evet uzun bir aradan sonra tekrar köşe yazısı yazmaya başladığım bu yazımda size ilk olarak belirttiğim gibi kendi yorum tarzımla yerli bir dram komedi sinema filmini anlatmak istiyorum.

   Bu film Türk sinemasında efsane haline gelip bana göre yerli kült filmler arasında mutlaka olması gereken Züğürt Ağa filmidir. Bu özel filmle ilgili çektiğimiz iki filmde de birlikte çalıştığımız hem yönetmenliğini yapıp hem başrolünü oynayan değerli dostum ve ağabeyim Sedat Özen’in kamera arkasında çok emeğinin olması ve o yürekleri hem sızlatıp hem Züğürt Ağa’nın geleceğine dair umut veren terlikle çiğ köfte satarken, eski marabasından lahmacun alan adamı oynayarak, Züğürt Ağa’nın yanlarına kadar gelip eski marabasını görünce satıştan istifini bozmadan ama yüz yüze gelmekten de bir anda u çekerek kaçtığı, o kısa ama çok anlamlı sahnede emeklerine ve bu özel filme mini bir imza atışının da bende ayrıca özel bir yeri vardır.

   Sedat Özen’in bu filmdeki emeklerinden biri de ağanın babası Abdo ağayı oynayan Bahri Selin’i bir cami önünde tespih satarken keşfedip, bu efsane filmin kadrosuna dahil edip, onun ALLAH vergisi ve role cuk oturmuş harika oyunculuğunu izlememizi sağlaması da benim için ayrıca anlamlıdır.

   Nesli Çölgeçen' in objektifi, Yavuz Turgul’ un kaleminden çıkan ve Şener Şen' in Müthiş oyunuyla içimize kadar işleyen 1985 yapımı Züğürt Ağa filmi, kendi dramımıza güldüğümüz, topraklarımızdaki çaresizliğin acı kokusunu duyduğumuz bir komedi dram.

   Değişen dünyanın, değişen Türkiye'nin, değişen kaidelerinin ve bunların sonucunda kaçınılmaz olarak bu çarkların arasında değişmek mecburiyetinde kalan insanlarına dışarıdan bakan bir göz. Şener Şen’in başrolde olduğu Züğürt Ağa, çekildiği dönemden bu yana en çok beğenilen ve günümüzde dahi defalarca izlenmesine rağmen büyük beğeni ile izlenen en başta gelen yerli filmlerden biridir. Nesli Çölgeçen yönetmenliğindeki film, Haraptar adlı köyün ağasını, halkını ve köyü tanıtan planlarla başlar. Köyde işlerin yolunda gitmediği aşikardır. Bölgede kuraklık baş göstermiştir ve bölgeyi kullanmak isteyen politikacıların gizli planları vardır. Film boyunca gerçek ismini duymadığımız “Ağa”, köyü satıp İstanbul’a göç eder. “Medeniyete gidiyoruz” şeklinde adlandırdığı bu yolculuk, hem ağa hem ailesi için beklenmeyen sonuçlar getirecektir. Her bireyin kendi bacağından asıldığı İstanbul’da Ağa’da artık kahyasından, marabalarından ve şanından uzak bir şekilde yaşamını kurmak zorunda kalacaktır. Şener Şen’in ceketini çaldırdığı sahnedeki çaresizliği, akıllara tebessümle kazınmış “Domatis domatis valla kurtarmaz” sözleriyle domates satma sahnesi ve kahyasıyla vedalaştığı nice sahneler oldukça çarpıcıdır.

   Müzikleri Atilla Özdemiroğlu’na ait olan film, Altın Portakal’dan ve İstanbul Film Festivali’nden ödüllerle dönmüştür. Şener Şen dışında, Füsun Demirel ve Erdal Özyağcılar’ın oyunculukları da göz doldurmaktadır.

   Film, karakterlerin gelişimi ve özellikle sonunda Ağa’nın tüm ağalık kimliğinden kurtulmuşluğun verdiği rahatlıkla aldığı tavır hem karakteri hem filmi unutulmaz arasına koymaya yetmiştir. Filmde Züğürt Ağa için onca kayıp, onca düşüşe rağmen dramdan sonra belki de tümünü unutturacak en büyük kazanç ise onu en kötü günlerinde dahi terk etmeyen yanında olan kendisinin de kalbini kaptırdığı Kiraz’ın aşkı ve sadakati olmuştur. Filmde unutulmayan o kadar çok güzel sahne ve replik var ki lakin ben burada sizlerle tamda Züğürt Ağa ve Kiraz’ın aşkının ve sadakatinin dile geldiği o replikleri yazarak yazımı bitireceğim.

Sizlerden de her yazımda işlediğim filmden en beğendiğiniz bir repliği yorumlar kısmına yazmanızı rica ediyorum.  Dramların hüzünlerin olabildiğince sadece filmlerde kalacağı, afiyet içinde kaliteli zevkli filmleri tıpkı aşağı bıraktığım replikteki gibi menfaatsiz, sadakatli, aşk dolu ve doğru kişiyle izleyeceğimiz güzel günler diliyorum..

Bu efsane filmden seçtiğim bir replik;

Kiraz: ’’Ağam hala anlamadın mı; ben seni bırakmam. Ben sana vurulmuşum.’’

Ağa: ’’Kız vurulacak başka adam bulamadın mı?’’

Kiraz: ’’Her genç kızın gönlünde bir ağa vardır.’’

Ağa: ‘’Kız bu ağa züğürt ağadır.’’

Kiraz: ’’Olsun, senin insanlığın güzeldir. Belki de bu yüzden ağalığı beceremiyorsun.’                                                       

                                                                                                                                      LM-001

 

 

YORUMLAR
M. Erkin İSLAM 5 ay önce
Atom karınca diye tanımlayabilecegi insan ve başkan SN.Miza sende ne cevherler varmış da ben ön seçimle bir vatan görevi talebinde muhteşem desteğini görünce
Aycan Alhan 5 ay önce
Her genç kızın gönlünde bir ağa vardır
DİĞER YAZILARI