Haber Sitesi
HV
18 MAYIS Cumartesi 10:18

TÜRK İSLAM DA GENÇLERIMIZIN  ÖNEMİ            

Araştırmacı Yazar Recai CANORUÇ
Araştırmacı Yazar Recai CANORUÇ
Giriş Tarihi : 29-08-2023 13:37

 

TÜRK İSLAM DA GENÇLERIMIZIN  ÖNEMİ                        

Gençlerimiz Milli ve Maneviyatımızın en önemli değerlerinden birisidir. Gençlerimiz toplumumuzun geneline güç kudret verir.Gençlik toplumumuzun varlığının hayati teminatlarındandır. Ülkemizin milli ve maneviatimizin huzur ve mutluluğu gençliktedir. Gençlere verilen   Bilim, İlim , Dini eğitim, Türk  Tarihimizin eğitimi, Türk Aile eğitimi,  Edep terbiye Türk örf adetlerin eğitimi.Türklük şuuru gururu onuru  gençlerimize verilmekte onlarin vasitasiyla gelecekteki müslüman Türk  nesillerimize aktarılmaktadır.Toplumumuzun huzur ve mutluluğu; Gençlerimizin  huzur ve mutluluğu ile orantılıdır. Gençlerimize birçok konuda Güç ve üstün kabiliyetler meziyetleri Yüce Allahımiz tarafından verilmistir. Bu  güç ve kabiliyetlerin değeri bilinerek toplumumuzun  mutluluğu  elde edilir.  Bunun değeri bilindiğinde  Gençlerimiz; Birbirini seven , Büyüklere  saygı, Küçüklere merhametin  en güzel örneği  olurlar. Gençlerimiz kendo varlıklarıyla Türklük şuuru ve şanlı   Tarihimizin bilinciyle gururuyla  birlikte  toplumumuza güç ve mutluluk verirler. Ülkemiz ve toplumumuzda Gençliğimiz; Gücünü  kabiliyetlerini  iyiliklere doğrulara  yöneltilirse kendisi ve toplumumuz için hayırlara vesile olur. Yanlışlara kötülüklere  yöneltilirse  kendisi  ve toplumumuz için büyük üzüntüler ve zararlar doğururlar Bunun için gençlerimizi in güçlerini kabiliyetlerini  iyilik doğruluk yoluna yöneltmeniz gerekmektedir .kötülüklerden zararlı alışkanlıklardan kötü arkadaş çevresinden uzak tutmalı.. Onları Bilim  ilim dini eğitimle Türk Aile  terbiyesi eğitimi örf adet gelenek görenek  Türk Tarih eğitimi Türklük şuuru ile Milli Maneviyat duygularıyla yetiştirmek eğitimlerinin verilmesi gerekmektedir. İnsan hayatının ergenlik ile orta yaş arasındaki dönemine " Genclik", hayatlarının bu döneminde bulunanlarda " Genç " denildiği herkesin malumudur. Gençlik, Yüce Allahın kullarına  bahşettiği ömrün  en önemli  çağlarından biridir. Çünkü gençlik, çalışkanık, zindelik, dinçlik, cesaret, metanet, heyecan, kuvvet ve enerji kaynağıdır. Allah Teala Kur'an-ı Kerim 'de şöyle buyurmaktadır. "O ki hanginizin daha güzel amel yapacağınızı sınamak için ölümü ve hayati yaratmistir" Yüce Allah  bu ayetle hayatın  hem bir imtihan sebebi , hemde faydali, hayırlı  ve güzel faaliyetler alanı olduğunu  vurgulamıstır. Bu ayet-i kerime  aynı zamanda  hayatın  en verimli dönemini teşkil eden gençlik yıllarının ne kadar önemli ve değerli olduğuna ve en iyi bir şekilde  değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmektedir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de  şu gazisi şerifinde dikkatimizi bu gerçeğe çekmektedir.   " Beş şey gelmeden önce beş şeyin , Ölüm gelmeden önce hayatının, Hasta olmadan önce sağlığının , meşguliyetten önce boş vaktinin, ihtiyarlamadan önce GENÇLİĞİNİN yoksulluğa düşmeden önce zenginliğinin  kıymetini bil" Gençliğin  değerinin bilinmesi gençlerin bu donemde, hem kendileri ve hemde  ailesi, milleti , vatanı , dini ve devletimiz için hayırlı ve faydalı şeyler yapmalarıyla mümkün olur. Bunun yolu da iyi bir eğitim almak, iyi bir iş sahibi olmak, helalinden kazanmak, her alanda başarıyı yakalayabilmek, kısaca dünya ve ahiret saadetini  kazanmak için çok çalışmak, bütün görev ve sorumlulukları yerine getirmek, milli ve manevi değerlere  TÜRK İSLAM ülküsüne sıkı sıkıya bağlı kalmak , her türlü kötü ve zararlı alışkanlıklardan  uzak durmak ve Allah' a karşı  olan kulluk görevlerini yerine getirmektir. İşte o zaman gençliğin değeri bilinmiş ve iyi bir şekilde değerlendirilmiş olur. Öte yandan, Milli ve Manevî  değerlerine (Türk İslam ülküsüne  ) bağlı ,iyi yetişmiş, bilgili, yüksek ahlak sahibi, vatan millet devlet bayrak sevdalısı gençler, bir milletin mutlu ve müreffeh geleceğin en önemli temel taşlarındandır. Bu  gerçeği en iyi bilen ve gören Peygamberimiz, daha risaletin ilk günlerinden itibaren gençlere büyük değer vermiştir.        

Peygamberimizin hayatını konu edinen  siyer kitapları ile hadislerden öğrendiğimize göre, Peygamberimizin İslam davetine en önce icabet edip ona gönül veren ve canı gönülden destekleyenlerin çoğu 30 yaşın altındaki gençler oluşturmaktadır. Bu gençlerden Hz.Ali10 , Abdullah b. Ömer 13, Zeyd b.Harise 15, Abdullah b.Mesud ve Zübeyr b.Avvam 16, Abdurrahman b.Avf ve Sa'd b.Ebi Vakkas 17, Musab b.Umeyt 18, Ca'fer b.Ebi Talib 22 yaşında, Osman b.Affan Ebu Üneyse ve Hz. Ömer de 25- 31 yaş esasındaydılar. Bunların dışında genç yaşta Islamı kabul eden pek çok kişi mevcuttur. Hz. Peygamber İslam dininin yerleşmesi yayılması ve islam toplumunun şekillenmesinde  bu gençlerden çok yararlanmiş bu hususta onlara büyük görevler vermiştir.         Allah Resulü, gençlerin ilim alanlarında  yetişmelerine büyük önem vermiş ve  kendisi henüz hayatta iken Hz.Ali , Abdurrahman   b.Avf , Abdullah b.Mes'ud, Zeyd b.Sabit gibi bazı Genç sahabilerin fetva vermelerine müsaade etmiştir. Vahiy katillerini genel olarak gençler arasından seçmiş, İslama davet mektuplarını da gençlere yazdırmıştır. Bazı gençleri de Süryanice ve İbranice gibi , o gün için çok ihtiyaç  duyulan yabancı dilleri öğrenmeye teşvik etmiştir. Hz Peygamberimiz , 25 yaşında bir genç olan Mus'ab b.Umey i Medine' ye öğretmen olarak göndermiş, 21 yaşındaki Muaz b. Cebel'i de Yemene kadı  ve öğretmen olarak tayin etmiştir. Diğer yandan , Hz Peygamber Efendimiz gençleri, çoğu yaşlı sahabilerden oluşan ordulara komutan tayin etmiştir. Çoğu savaşlarda sancağı bizzat kendisi  gençlere vermiştir. Mesela  Tebük seferinde sancağı Zeyd b.Sabit e Bedir seferin de de Hz.Ali' ye vermiştir. 18 yaşlarında olan Usame b.Zeyd'i, Suriye'ye  gönderdiği orduya komutan tayin etmiştir. Bütün bunlar Sevgili Hz.Peygamberimizin, dolayısıyla dinimizin gençlere ne kadar önem verdiğini güvendiğini  göstermektedir. Yüce dinimiz İslam' ın gençlere verdiği önemin en açık delillerinden biriside Hz Peygamberimizin, Allah'a itaatle, dosdoğru bir şekilde yetişen gencin mukafatının , adaletli devlet başkanının mukafatindan hemen sonra geldiğini haber vermesidir. Hz Peygamber Efendimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır. " Hicbir gölgenin olmadığı kıyamet gününde, Allah Teala yedi (sınıf ) insanı (arşının) gölgesinde barındıracaktır. BunlarAdaletli devlet başkanı, Allah'a kulluk içinde gelişip  büyüyen GENÇ  Gönlü mescitlere olan kimse...... " Dindar gençleri öven bu hadisi şerif bir yandan onların kıyamet günü nün o dayanılmaz acı ve ızdıraplarına karşı Allahın koruması altında olacaklarını mujdelerken, bir yandan da Allah a ibadetle yetişen bir gencin, topluma  barış, huzur,mutluluk , düzen kazandırmadaki tesirinin, adil bir idarecinin bu konuda yapabildiklerinin seviyesine yaklaştığında işaret etmektedir. Öyleyse bizler de dinimizin ön gördüğü şekilde millet ve devlet olarak gençlerimize büyük önem vermeli ve onlara karşı yerine getirilmesi gereken görevleri  asla ihmal etmemeliyiz.Çünkü onlar cennet vatanımızın bekçileri , geleceğimizin emanetcileri, kalkınmanın ve ilerlemenin öncüleri, mutlu ve müreffeh yarımlarımızın teminatıdırlar. Gençlerimize karşı yerine getirilmesi gereken görevlerden bazılarını hatırlatmak yerinde olacaktır. Gençler gençliğin kıymetini kendiliğinden idrak edemeyebilirler. Bu nedenle onlar gençliğin büyük bir nimet olduğunun bilinciyle yetiştirilmek, gençliklerini en iyi bir şekilde değerlendirmeleri için gençlere bütün imkan ve fırsatlar tanınmalı  , onlara yardımcı  olunmalı ve ellerinden tutulmalıdır. Gençlerin çok  iyi bir eğitim almaları  sağlanmalı , bilgili , sağlam, karakterli, kişilikli , idealist , ufku açık olarak yetişmelerine özen gösterilmelidir. Gençler inançlı , yüksek ahlak sahibi , milli ve manevi değerlerine sahip(Türk İslam değerlerine sahip) Türk Tarih ve kültürüne  bilip özümseyen  Türklük şuuru ile Türk Aile kültürü ve eğitimini almış Türk ahlakı örf adeti gelenek görenek bilen bu degerlere onlara sıkı sıkıya bağlı  görev ve sorumluluk bilincine sahip kişiler olarak yetiştirilmeli, milli  manevi ve ahlâkı yönleri asla ihmal edilmemelidir . Gençlere şanlı Türk tarihimizi ve kültürümüzü  en iyi bir şekilde öğretilmeli, onlara milli bir ruh ve şuur kazandırılmalıdır. Gençlerimizin her türlü zararlı alışkanlık, fikir, inanç ve düşüncelerden korunmaları için gerekli önlemler alınmalıdır. Gençlerin karşı karşıya kaldıkları sorunlar tespit edilerek, bunları aşmaları için onlara yardımcı olunmalı bu sorunların ortadan kaldırılmasına çalışılmalıdır. Sonuç olarak ifade etmek gerekirse Gençlerimizi Müslüman Türk  (TÜRK İSLAM) Milletinin şeref ve haysiyetini en iyi bir şekilde temsil edecek yapı ve karakterde yetiştirmek en büyük görevimiz olmalıdır. Bu hususta bütün kişi ve kurumlar üzerine düşeni en iyi bir şekilde yapmak zorundadır.

Aksi takdirde gençlerimizin  istek ve heveslerinin peşine takılarak, içki, uyuşturucu, kumar, fuhuş gibi bataklıklara saplanabilecekleri , yanlış ve tehlikeli bir takım inanç , düşünce ve fikirlere kapılarak millet ve devlet için zararlı birer  unsur hâline gelebilecekleri  ömürlerinin en güzel yıllarını görev ve sorumluluk anlayışından yoksun bizi biz yapan milli ve manevi değerlere karşı kayıtsız ve ilgisiz kalarak ,faydasız ve gereksiz şeyler uğruna heder edebilecekleri, aslaunutulmamalıdır. Bir milletin bugünü ve yarınları için gençlerin bu duruma düşmesinden  daha vahim ve tehlikeli ne olabilir?

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI