Haber Sitesi
HV
18 MAYIS Cumartesi 08:03

KÜRESELLEŞMENİN GETİRDİKLERİNİN YANINDA GÖTÜRDÜKLERİ

Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Giriş Tarihi : 18-11-2023 12:11

 

KÜRESELLEŞMENİN GETİRDİKLERİNİN YANINDA GÖTÜRDÜKLERİ

 

Bugün dünyamızda yaşanılan olumlu yada olumsuz olayların tümünün arkasındaki gerçeği görebilmek için bazı kavramları çok iyi bilmek gerekiyor. Çünkü oyun kurucular bu kavramların içini zaman içinde ilmek ilmek örerek diğer bir deyişle doldurarak, bizim hayel dediğimiz tüm kavramları hayata geçiriyorlar. Bu kavramlardan bence en önemlilerinden biriside küreselleşmedir. Karşı konulması zor bir süreç olan küreselleşme olgusu, çok geniş bir alana etki etmekte olup, nedensiz niçinsiz hepimizin hayatını derinden etkilemektedir. Bu olguyu en yalın haliyle şöyle ifade edebiliriz; gelişme, teknoloji ve bilgi toplumu ile simgelenirken, içinde işsizlik, sefalet gibi olguları da barındırmaktadır. Küreselleşme ekonomik alanda gelişmeyi vaat ederken, bu gelişmiş ülkeler açısından bir fırsat olmuştur.

Küreselleşmeyle beraber gelişmiş ülkeler dünya ekonomisini kötü yönde kullanarak, gelişme yolundaki ülkelerin ekonomilerinde istikrasızlıklara ve derin krizlere de yol açmışlardır. Çünkü, oyun kurucular bu durumu istemişler ve filmin senaryosunu bu sekil de yazmışlardır. Bunun en büyük örneği Türkiye 'de yaşanan ekonomik krizlerdir. Günümüz dünyasın da ülkeler dış müdahaleler sonucu kendi ekonomiklerini düzenleyemeyecek hale gelmektedir. Küreselleşme ile birlikte, gelişmekte olan ülkeler iktisadi yönden, gelişmiş ülkelere daha da fazla bağlı duruma gelmektedir. Küreselleştirmenin ortaya çıkardığı yeni iktisadi kurumlar ve mekanizmalar gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkeler üzerinde daha kolay ve daha yoğun bir denetim mekanizması kurmalarına olanak sağlamaktadır. Siyasal anlamda küreselleşme beraberinde bölgeselleşmenin önünü açmış, bununla birlikte dünya da yeni ekonomik güç merkezleri oluşmuştur. Bunların içinde bence en önemlisi "Avrupa birliği" dir. Bölgeselleşme, işbirlikçi ülkeler arasında sınırların kalkması, aralarındaki ticaret hacminin genişlemesi gibi olumlu sonuçlar getirirken, bölgeler arasındaki gerek ekonomik, gerek siyasi dengeyi oldukça da bozmaktadır. Ülkeler arası işbirliğinin artması ile yeni yeni uluslar arası kuruluşların oluşmasıyla uluslararası arenada devletlerin rolü azalmaya başlarken, küresel terör de siyasal küreselleşmenin en önemli sonuçlarından biri olmuştur. Bunun en büyük örneğini 11Eylülde Abd ’ye yapılan saldırıda gördük. Küreselleşme özellikle Sosyolojizim 'in yıkılışından sonra daha milliyetçi ideoloji ve hareketlerin doğup gelişmesine hem zemin hem de katkı sağlamıştır. Küreselleşmenin olumsuz etkilerine karşı korunabilmek için ve aynı zamanda ortaya çıkardığı yeni fırsatlardan maksimum düzeyde fayda sağlayabilmek için mikromilliyetçi ideolojiler ve hareketler geliştirilmiştir. Ani küreselleşmenin çevreye yaydığı korku ve belirsizlik ortamı, hem de yeni umutlar ve fırsatlar yaratması bu mikromilliyetçi hareketlere zemin yaratıp katkı sağlamıştır. Bunun en güzel örneği belkide1990 sonrası Yugoslavya olmuştur. Kültürel alanda dunya kültürünün oluşturulmaya çalışılması ülkelerin kendi kültürlerine yabancılaşmasına neden olmuştur! Kültürel alanda yapılan baskı aşırı milliyetçi ideolojilerin oluşması gibi sonuçlar da doğurmuştur. Küreselleşme geliştikçe, ulusal kültürleri aşan ulusal, etnik ve dinsel kültürleri olan kendine has yeni kültürler yaratmıştır. Devam etmekte olan bu süreç değişik sosyologlar ve siyaset bilimciler tarafından birtakım kavramlar ile adlandırılmaktadır. Bu oluşan ulusal, etnik ve dinsel kültürler üstü “YENİ KÜRESEL KÜLTÜR“ hangi kavramla adlandırılırsa adlandırılsın fark etmez, ulusal kültürleri zayıflatmaktadır. Buna karşı olarak da küresel kültüre karşı olarak milliyetçi, dinsel söylem ve davranışlar artmaktadır. Bu durum kaos ortamı yaratmakta, sorunlar yumağı oluşturmaya devam etmektedir. Sanki birileri sorunların çözümünden çok, sorunların çözümsüzlüğü için çaba göstermektedir.Kısaca özetlersek; dünya eski dünya değil. Ve hiç-bir şey de artık eskisi gibi olmayacak. Vücuda zerk edilen bir aşıya karşı vücut nasıl reaksiyon gösterirse, derin mazileri ve kültürleri olan uluslar da bu girdaba karşı direniyorlar. Ben de bu girdaba direnen uluslardan biri olduğumuza inanıyorum! Bugun dünyamızda olan bütün çatışmaların sebebini ben böyle görüyorum. Bundan sonra kurulacak yeni dünya düzeninde, ya kendimize ait değerlerle var olup yolumuza devam edeceğiz, yada küreselleşmenin fikir babalarının planlarında savrulup gideceğiz. Işte bu oyunu kuranlar, buna yeni dünya düzeni diğer bir deyişle küreselleşme diyorlar. Satırlarıma burada son verirken bizim tek dogru yolumuzun ATATÜRK 'ün yolu olduğunu unutmayalım. Onun haricindeki tüm yollar karanlık ve çıkmaz bir sokaktır. Değerlerinden, töresinden uzaklaşan devlet ve topluluklar tarihin çöplüğünde yerini alacaktır..."NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE"...

YORUMLAR