Haber Sitesi
HV
18 MAYIS Cumartesi 11:23

HER ŞEHİRDE TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİ BİRLEŞTİRECEK BİR YİĞİT YOK MUDUR?

Ahmet DALGIÇ
Ahmet DALGIÇ
Giriş Tarihi : 29-08-2023 13:42

 

HER ŞEHİRDE TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİ BİRLEŞTİRECEK BİR YİĞİT YOK MUDUR?

Daha dün el ele, kol kola, omuz omuza ve her şeyden önemlisi gönül gönüle vatan ve milliyetçilik için çarpan yürekler, maalesef bugün parti taassubu yüzünden paramparça olmuştur. İnanç değerlerini kaybetmenin ve farklı partilerde yer almanın faturası küslüğe, hakarete ve sosyal medyada saygı dışı yazılara dönüşmüştür. Ülkücü kardeşine yüreğini, evini ve cüzdanını açan sevdalar, bugün bir selamı bile vermek ya da almaktan uzaklaşır hale gelmişlerse, buna dur diyecek, gönülleri tekrar kaynaştıracak bir yiğide ihtiyaç giderek artmaktadır.

Parası olmadığı için aldığı bir simidi ikiye, üçe bölerek arkadaşlarına dağıtıp açlığı göze alan zihniyet ile davası uğruna idama mahkûm arkadaşını kurtarmak adına bütün suçları üstlenmek isteyen kardeşlik anlayışı bugün darmadağın olmuşsa, buna dur diyecek birileri ortaya çıkmayacak mıdır?

Anıları hatırlamaktan, anlatmaktan bir türlü vazgeçemiyoruz. Çünkü o günlerin karmaşasında bile aynı dava ve duygu için çarpan yürekli günleri arıyoruz. Açtılar, gariptiler, her yönden üzerlerine gelen baskı ve şiddete rağmen asla umutsuz olmamıştılar. En kötü anlarında birbirlerine yardım elini uzatacak, desteğini esirgemeyecek arkadaşlarının arkalarında dimdik duracaklarından emindiler. Ya şimdi? Güvenle birlikte umutlarımızı da yitirdik. Bu nedenle de hatıralarla yetinmeye ve yaşamaya çalışıyoruz.

Bugün sevinçte ve tasada bir olmak adına yapılan yeminler unutuluyor ve düğünlerde bile parti ayrımına göre davetler yapılıyorsa, Türk Milliyetçilerinin parçalanması tavan yapmış demektir. Ev ve kahve sohbetleri ‘’Vatan, Türk ve Turan’’ yerine menfaat, makam ve para konuşmalarına dönüşmüşse, tek sebep kahrolası siyasete ve emperyalizm algılarına yenik düşmemizdir.

Unutmadığımız bir geleneğimiz kalmış geriye, o da cenazelerde buluşmak. Oralarda ne kadar da kalabalık olduğumuzu, ne çok arkadaşımızı yıllardır görmediğimizi, ne kadar kırgın dostlarımız olduğunu üzülerek görürüz.  İsterseniz bir cenaze de siz de davranışlarımızı izleyin.  Bakışan ve eski günleri hatırlayarak parlayan gözleri, selam almayacak veya uzatılan eller geri çevrilecek korkusuyla yeri incelemeye ya da mezar taşlarını okumaya yönelen kardeşlerimizi, Turancıları, Türk Milliyetçilerini üzülerek, kahrolarak göreceksiniz.

Bir arkadaşımız geleceği veya ideali uğruna partisini değiştirmişse, ilkelerinden uzaklaştığı düşüncesiyle partisinden uzaklaşmışsa düşman olmak mı gerekir veya vicdanına yerleşen milliyetçilik duyguları yok oldu diye düşünmek mi gerekir?

Batsın böyle bir bakış açısı ve kutsanan particilik. Dün vatan için atan yürekler, Allah’ın rızası için ölüme koşan duygular yeniden yerleşsin, eski kardeşlik günleri geri gelsin. Dilde, kültürde, kaderde, inançta birleşen ruhlar tekrar kaynaşsın istiyoruz.

Bir salonda, kafede tüm arkadaşları buluşturacak, yeni ve yeniden bir atılım yapmanın kapılarını zorlayacak, Türklük ateşini yakacak bir yiğit adam arıyoruz. Çok mu zor?

Türklük için faaliyet gösterecek her gurup bir çoban ateşi olmalıdır. Mareşal Fevzi Çakmak, bunu gayet veciz bir şekilde şöyle anlatır: ‘’Mondros Mütarekesi’nden sonra bir uçaktan Anadolu’ya bakılsaydı yer yer yanan ateşler görürdünüz. Bunlar pırıl pırıl yanan çoban ateşleriydi!’’

Bir gün birleşecek bu çoban ateşleri Türklüğün önünü açacaktır.  

 

YORUMLAR
Mustafa Gökçeoğlu 9 ay önce
Yüreğinize kaleminize sağlık çok kıymetli bilgem
DİĞER YAZILARI