Haber Sitesi
HV
18 MAYIS Cumartesi 09:27

EDOUARD MANET 

Betül ÜNLÜ
Betül ÜNLÜ
Giriş Tarihi : 18-11-2023 16:45

 

EDOUARD MANET 

Edouard Manet 23 Ocak 1832 de Paris’te dünyaya gelmiştir.
Babası Adalet bakanlığında yüksek mevkide memur olarak görev yapmıştır.Hayat görüşleri sağlam olan bu Fransız ailenin yaşam tarzı ise belirli prensiplere inanmış ve yaratıcı fikirlerden uzak , alıştıkları çevre dışında başkalarını tanımak yada hayatlarına katmak istemeyen ,dağarcıkları oldukça fakir bir ailedir.
12 yaşında Rollin Kolejine verilen Manet’te diğer yazılarımızda bazı ressamlardan bahsettiğimiz gibi benzer durumları yaşamış derslere önem vermemiş ve defterlerinin içine gizlice yaptığı resimler dolayısıyla okul hayatında zayıf notlar almasına sebeb olmuştur.
Ne gariptir ki ! 
Günümüzde de hala bir çok aile çocuğunun ressam olmasını asla aklından geçirmez,kendi iç dünyasında resim sanatının tutkusunu barındırıp hayata geçiremeyen bu çocuklara memur ,avukat ,doktor gibi statüleri empoze etmeye çalışır ve bu baskılardan galip çıkan ailelerin bir kısmı aslında çocuğun kendi kabileyetinin ve tutkusunun dışında ona kurulan bu düzeni kabul görmesi ile birlikte , meslek hayatlarında mutsuz bir kişiliğe büründürdüklerinin nitekim çok sonra farkında olabiliyorlar ki !
Farkında olmayanlarının sayısının olanlardan kat kat fazla olduğunu düşünüyorum.
Manet’in babasıda oğlunun memur olması için çaba sarf etmiştir.
Tek desteği Topçu subayı olan dayısıdır.Resim sanatı ile de ilgilenenen dayısı ,Manet’in ruhunda yaşayan bu cevheri sezmiş ve Babası ile münakaşa yapmıştır .
Manet’in Deniz subayı olmasına karar veren babası Manet’i bir deniz okuluna yazdırır.
Tabi ki Manet başarısızlıklarla gelir , fakat bu başarısızlık onun için bir fırsata dönüşür ve tutku duyduğu Resim sanatı için eline bir fırsat geçer.
1850 yılında Ressam Counture’nin atölyesinde çalışmaya başlar ve tek emeli sipariş almak olan basmakalıp fotokopi resimlerini ustalıkla yapan ve kibirli davranışları ile kendini gösteren bu sanatçıdan kısa bir süre sonra nefret eder ve atölyeden ayrılır.
Avrupa memleketlerine gidip ünlü ressamlarının sanatlarını incelemeye başlar fakat basmakalıp akademi sanatını bir türlü benimseyemeyen Manet , empresyonist resimleri hayata geçirmek için 1850 yılında av resimleri ile bilinen ressam Albert de bollerou ile birlikte bir atölye kiralar.
Kısa bir zaman sonra akademik sanata karşı cephe almış genç kuşağın ilgi odağı olmuştur bu atölye.

Bir gün bir köşe meyhanesinde “Callerdet” adında elinde absint sişesiyle duran , sarhoş ,perişan bir adama denk gelir .
Bu sarhoş adamı atölyeye davet eder ve ona aldığı absint ile de kendi sanatını dile getirecek bir model yaratır.
Manet bu resmi sergilemeden önce ilk hocası olan Counture’ye gösterir fakat Counture;
-“Manet ! Absinthi fazla kaçırdın galiba ,çünkü insanın böyle berbat bir resmi ayık kafa ile yapmasına imkan yoktur” der .
O günden sonra bir daha asla görüşmez bu iki fikir savaşçısı.
Paris’in kalburüstü atölyelerinde adı geçen Manet’e kimi alelade bir soytarı gözü ile bakarken kimi de çağının anlaşılmamış bir dehası olarak tanımlamıştır.

Sanata yepyeni bir yön vermek isteyen empresyonist sanatçı, resimleri hakkında yapılan olumsuz yorumlara karşı sessizliğini korumuş fakat renk tonlarını değiştirsede tarzını asla değiştirmemiştir.

İspanyol sanatından alınmış konular Manet için biçilmez bir kaftan olmuş,dizi halinde ele aldığı İspanyol motiflerinde ,dansözleri,şarkıcıları,kişizadeleri resmetmek en sevdiği konular haline gelmiştir.

Manet’in çıplak figürleri çevresinde sert yankı uyandırıyor ,bir yandan alay konusu olurken bir yandan sanatını değerlendiren büyük dostlar kazanıyordu.
Bunlardan biri de Emile Zola idi ve Eduard Manet için şu sözleri söylemişti,
“Başkalarını gülünç duruma düşürmekle şöhret yapacaklarını sanan günümüzün bazı genç züppeleri Eduart Manet gibi bir insanı serseri ve şarlatan olarak göstermekten çekinmiyorlar.
Oysa ki bu adam değeri çok yakın bir gelecekte gün ışığına çıkacak olan bir dahidir”
diye söz eder.
Manet’in çalışmaları resim sanatına yepyeni bir dil ve anlam kazandırmıştır.
İki çağın ortasında bulunduğu için büyük bir savaşa girmiştir aslında ,fikir savaşına…
Sonuna kadar direnen bu sanatçı resim dünyasının akışını değiştiren öncülerden biri olarak sanat tarihine geçmiştir.
1863 yılında Suzanne Leenhoff ile evlenir ,aslında uzun zaman birlikte yaşadığı sevgilisiyle , babasının ölümünden sonra babasının gelenekçi fikirlerine saygı duymak istemesi sebebiyle evlenmiştir.
1880 yılında Manet’in ölümüne sebeb olacak hastalıklarda kendini göstermeye başlamıştır.
Romatizma ,eklem ağrıları vs derken kangren olan ayağı kesilir.
30 Nisan 1883 te 50 yaşında veda etmiştir hayata.
Manetin ölümünden bir kaç gün sonra çağın Milli Eğitim ve Güzel Sanatlar Bakanına bir mektup ulaşır ve …
“Ben ve aşağıda imzaları bulunan arkadaşlarım,Edouard Manet’in “Olympia” isimli resmini devlete hediye etmek istiyoruz.
Bu bizim için sonsuz bir şeref olacaktır.
Bu suretle aramızdan vakitsiz ayrılmasıyla sanat dünyasında yeri kolayca doldurulamayacak olan bu aziz insanın aziz hatırasını anmak isteyen sayısız yazar,sanatçı ve sanat dostunun isteklerine tercüman oluyoruz.
Müzelere kabul edilecek eserleri yapanların en azından on yıl önce ölmüş olmalarına dair kanununda bu şahesere ait olmak üzere değiştirilmesini rica ederiz.
Hayatı boyunca sanatı anlaşılmamış olan Edouard Manet’in gerçek şahsiyetinin sayenizde dünyaya duyurulacağına güveniyoruz..”
Saygılarımızla…


Sanat ölümsüzdür…
Sanatçılarda.

YORUMLAR